Necmi ÇELİK
Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı SAF, 2050 net sıfır hedefinde en önemli bir unsur. Hidrojen teknolojilerine bağlanan umut ise 2050’lere ertelenmiş görünüyor. Yolcu uçakları yüzyıla yakın bir zamandır, ‘kerosen’ olarak adlandırılan jet yakıtı ile uçuyor. Şimdi ise yeni nesil sürdürülebilir havacılık yakıtları (SAF) havacılık endüstrisinin karbon emisyonlarını 2050 yılına kadar yarıya indirme potansiyeline sahip bir unsur olarak görülüyor.
Havacılık sektörünün insan kaynaklı toplam karbon emisyonlarına katkısı yüzde 2-3 olarak hesaplanırken, SAF kullanımının geleneksel jet yakıtına oranla yüzde 80’e yaklaşan oranda daha az karbon salınımı yarattığına dikkat çekiliyor. SAF, bugün havacılıkta kullanılan toplam yakıt tüketiminin ancak yüzde 0,2’ini oluşturuyor ve en büyük sorun SAF’ın çok sınırlı bir üretim miktarına sahip olması ve arz sorunu nedeniyle fiyatının da yüksek seyretmesi.
Az yakıt tüketen yeni nesil uçakların oranı yüzde 30
Havacılıkta ve hava alanlarında karbon salınımını azaltma ve karbon ayak izini düşürmeye yönelik her havayolu şirketi ve her havaalanı kendi bağımsız planını uyguluyor. Uçak üreticisi kuruluşlar yolcu/kilometre başına yakıt tüketimini düşürmeye çalışıyor.
Batı yapımı yeni nesil uçaklar sayesinde yakıt verimliliği 1990’a kıyasla yaklaşık yüzde 25 artmış durumda. Daha az yakıt tüketen yeni nesil uçaklar toplam filonun 2017 yılında yüzde 3’ünü ve 2019’da da yüzde 15’ini oluştururken, bu oran 2023’te toplam filonun yüzde 30’una kadar ulaştı. Daha fazla yakıt tüketen eski modeller yeni teknoloji ürünü uçaklarla yer değiştirdikçe toplam filonun orta vadede tümü yenilenmiş olacak.
Fosil yakıtlara bağımlılık ne kadar sürecek?
Sürdürülebilirlik büyük ölçekli her hava yolu şirketinin ve önde gelen her havalimanının büyüme stratejilerinde önemli bir başlık.
Ancak gerek taşınan yükün miktarı ve havacılığın doğası ve kat edilen mesafelerin uzunluğu dikkate alındığında havacılık sektörünün fosil yakıtlara bağımlılığını uzun bir dönem daha sürdüreceği açık. Sektör 2050 için sıfır karbon hedefini belirlemiş olsa da bu hedefe ne ölçüde ulaşılacağını kestirmek güç. Gerek hedeflenen yolcu sayıları gerek kargo miktarları gerekse uçak filolarında öngörülen büyüme planları havacılık sektörünü karbonsuzlaştırmanın güçlüğüne işaret ediyor.
Yapılan tahminler uzun dönemli bir hedef olarak yolcu sayısının yıllık bazda yüzde 3,3 ve kargo hacminin de yüzde 3,1 büyüyeceğine işaret ediyor. Uçak filosu ise mevcut durumda toplamda 24 bin 260 adete çıkmış durumda. 20 yıl sonra ise filonun yaklaşık 2 katın üzerinde büyüme kaydederek 48 bin 430 adete ulaşacağı hesaplanıyor. Bu rakam içinde yeni teslim edilen uçak sayısı da 42 bin 230 olacak.
Gelecek 20 yılda dünyada toplam yolcu trafiğinin yıllık bazda 20 milyarı geçeceği öngörülüyor. Bu büyümeye uygun olarak yolcu uçağı sayısının da her yıl önemli bir artış kaydetmesi bekleniyor. Karbonsuzlaştırmada en önemli adım sürdürülebilir havacılık yakıtı. 2050 hedefine ulaşmada SAF’tan beklenen katkı yüzde 65 düzeyinde. Havaalanlarındaki operasyonlarda yapılacak verimlilik ve çevreci uygulamaların katkısı da yüzde 13 olarak hesaplanıyor. Havaalanlarından beklenen katkı ise yüzde 2-3 arasında öngörülüyor.
Hidrojen teknolojilerine yatırımlar sürüyor
İstanbul’da Temmuz başında gerçekleşen ACI Europe toplantısı ilginç veriler ortaya çıkardı. Birinci konu olarak havacılık sektörünün karbon salınımı konusunda havaalanlarının mütevazi bir payı olduğuna dikkat çekilirken, ikinci başlık olarak da büyük umut bağlanan hidrojen bazlı yakıt çözümlerinin taşıdığı kompleks yapı nedeniyle 2050’den önce sektöre köklü bir etkisi olamayacağı kaydedildi.
Özellikle yenilenebilir kaynaklardan elde edilen hidrojene havacılık sektörü daha büyük önem veriyor. Hem Boeing’in hem de Airbus’un hidrojen teknolojilerine sürdürülebilirlik kapsamında yatırımları bulunuyor. Hidrojen teknolojileri yanı sıra elektrikli ve hibrit uçak projeleri de 2030’lı yılların havacılıkta ilham verici uygulamalar olarak önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek.
Airbus ve Havalimanları Konseyi SAF için iş birliğine gidiyor
İki büyük uçak üreticisi firmasından biri olan Airbus ve dünya çapında 2 bin 470 havalimanını çatısı altında toplayan Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) endüstrinin havacılığın çevresel etkisini azaltma çabalarını desteklemek için bir işbirliği anlaşması imzaladı. Bu iş birliği Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları (SAF), hidrojen teknolojileri, yer hizmetlerinde operasyon verimliliği ve uçak gürültü yönetimine öncelikli olarak odaklanmayı amaçlıyor.
Airbus Sürdürülebilirlik Direktörü Julie Kitcher, ”Bu ortaklık, havacılığın çevresel etkisini azaltmaya yönelik ortak çabalarımızda önemli bir adımı işaret ediyor. Teknolojik uzmanlığımızı ACI Dünyasının geniş ağı ve operasyonel anlayışlarıyla birleştirerek, sürdürülebilir havacılığı destekleyen ve endüstri çapında yeniliği yönlendiren politikaları ve standartları etkilemeyi hedefliyoruz. Birlikte, karbondan arındırma hedeflerimize ulaşmak ve küresel havacılık sektörünün sürdürülebilirliğini artırmak için uyumlu bir yaklaşım oluşturabiliriz” dedi.
ACI World Genel Direktörü ve CEO’su Luis Felipe de Oliveira ise şunları söyledi: “Airbus ve ACI World’ün çığır açan iş birliği anlaşması, net sıfır karbonlu havacılık endüstrisine doğru yolculuğumuzda önemli bir adımı işaret ediyor. Bu stratejik ittifak, dünya çapındaki havalimanlarının sürdürülebilir havacılığa sarsılmaz bağlılığının altını çizerek, yalnızca çevresel etkimizi azaltmakla kalmayıp aynı zamanda hava yolculuğunun sosyo-ekonomik faydalarını da en üst düzeye çıkarmamızı sağlıyor.”